Salı, Haziran 14, 2005

Fedora Core 4 duyuruldu

Fedora Core 4, dün (13 haziran) duyurulmuş. Eskiden heyecanla beklediğim Fedora sürümlerinin şimdi ancak 1 gün sonra haberini alıyorum…
Eminim güzel bir sürüm hazırlamıştır sevgili “Kırmızı Şapkalı” dostlarımız… Yeni başlayacak Linux’culara tavsiye edebilceğim en sağlam, en kolay dağıtım.

Cumartesi, Haziran 11, 2005

İşte blog kullanmanın faydaları :)

Yalovada internet cafe’deyim. Maillerime baktım, blog’uma yazdım vakit geçirirken Gezegen Linux’a bakayım dedim. Fatih Arslan, NVU diye birşeyden bahsetmiş. NVU, Frontpage,Dreamweaver gibi, Mozilla engini kullanan, kücük ve sadece bir web-editörüymüş… :)
Pazartesi ilk iş, apt-get ile indirilecek ve denenecek. Böyle bir programa çok ihtiyaç vardı bence

Salı, Haziran 07, 2005

Debian Sarge Duyuruldu

Debian GNU/Linux 3 yıllık çalışmanın ardından, kod adı “Sarge” olan testing sürümünü stable olarak duyurdu. Haberi Debian Türkiye Kullanıcılar mail listesinden aldım. İlk duyuran da Selçuk Erdem’di.

Daha sonra listede uzun tartışmalar dönmüş bu konuyla ilgili… Mesela bir arkadaş “ne kadar çok heyecanladığından” bahsetmiş, başkası “o kadar da önemli değil” demiş. Cevap Recai Oktaş’tan gelmiş, - ki kendisi debian’ın dünyadaki geliştiricilerinden biridir - ; “Yarın bir gün torunların sorar,’ dede sarge çıktığında sen ne yapıyordun?’” :D İlk başta bana da garip geldi bu söylem. Fakat sonra verdiği linki inceledim;Bu link… Ardından karar verdim, bu yazıyı torunlarım için olmasa da şimdiden küçük penguen olarak yetiştirmeye başladığım kızım için yazıyorum:
“Sarge çıktığında biz Isparta’daydık. Hani şimdi Koray Amcanlar, :P Sadettin Amcanlar, İsmail Amcanlar var ya orada… :D Ben bir sabah üniversitedeki işime geldim. Maillerime bakarken gördüm haberi. Üniversite içindeki listelere mail yolladım ardından. Sonra da oturup bu satırları yazdım…” :D
Debian “Etch”, hoşgeldin…

Perşembe, Haziran 02, 2005

Linux macerası filmi

Koray Hoca’nın günlüğünde Linux macerasını dizi tadında yazmasında sonra bari ben de yazayım ama dizi değil de tek parça film olsun dedim :D
Yıl 1999, Okulum bitti, annemin de sözüyle emekli ikramiyesiyle bir celeron 466 PC aldık. Bu arada DOS ve Windows’tan başka işletim sistemleri olduğunu, bunların en babasının UNIX olduğunu öğrendim ve kendime Dr. Yalçın Özkan’ın “UNIX” kitabını aldım. Bu arada bilgisayar dergilerinin, özellikle CHIP’in hastasıyım ve bir sayıda “winlinux” adında bir program verdi. Bu windows altında program gibi kurulan bir linuxmuş. Bunu kurdum ve ilk Unix/Linux komutlarını bu programla denedim. Ama sonuçta sadece windows altında çalışan bir programdı…
Yıl 2000, öğrenciliğimde çalışan 3 kişiyi (Semiha, Koray ve Ziya Hocalar) camdan görüp, cennet olarak tanımladığım Bilgi İşlemde çalışmaya başladım. Eylül ayında, yeni çıkan, gayet sempatik kırmızı şapkalı dostumuz Redhat ilgimi çekti. Bilgisayarımda çift işletim sistemi çalıştırabilirmişim diye diğer bölüme RedHat Linux kurdum. Amanın, ne kadar güzelmiş bu böyle arayüzü falan çok değişik. İlgimi çekti. Daha önceden de biraz Linux’a aşina olunca daha da sempatik geldi. Fakat bir gün Gökhan Hoca gelip, “Ne güzel, Linux kullanıyorsun, kolay gelsin. Ama RedHat Linux’un Windows’udur. Şirkettir. Yakında paralı olması falan gündemde” gibi sözlerle içime bir kurt düşürdü. Tavsiye ettiği Slackware ise çok zordu ya… Bu arada “Root of SDÜ” Volkan Hoca kendi derdinde bana alışmaya çalışıyordu. İçime kurdu sokan Gökhan Hoca kısa bir süre sonra KoçNet’e geçti, bütün yük Volkan Hoca’ya kaldı. Adamın benle uğraşacak zamanı yokki… Ben de nasıl olsa çift işletim sistemi diyerek, bi sorun mu var geç Windowsa yap. Sonuç. Bir süre sonra nasıl olsa kullanmıyorum boşuna diskte yer tutmasın diyerek Linux’a veda ettim… (Yorum: Ahhh kafama ….) :)
Yıl 2002. Windows’tan çok sıkıldım. Bu arada (yanlış hatırlamıyorsam) RedHat 8.0 çımış, Sertaç kurmuş bilgisayarına, denemek için. Ne güzel ya. Tekrar denesem mi? Yeniden Kırmızı Şapkayı selamladım. Fakat korktum kmseye söylemeye. Daha önceki kötü tecrübe yüzünden çok dalga geçtiler. Ama kararlıyım bu sefer öğreneceğim. Kendi kendime, diskimi formatladım ve RedHat kurdum. Ama, bu sefer yapamadım deyip Windows’a geçmek yok. Bir süre sonra takılmalar başladı ve “imdaaatt yardııımm” demek gerek. Korkumdan Volkan Hocaya gidemiyorum ki. Diline düşmek var. İsmail Hoca’nın eski olaylardan haberi yok diye en doğru insan bu iş için. :) Tabi öğrendiğinde çok şaşırdı. “Aaa sen Linux kullanmaya mı başladın?”, “Evet yaklaşık 1 aydır :) “. Sonra döküman oku, sorun çözmeye çalış. Zamanla bu iş zevk vermeye başladı. Hatta aradan aylar geçmişti ve diskimde gereksiz yere Windows yer tutuyor. Format windows :) Yaşasıınnn…
Bu arada Kırmız şapkalı dostumuz isim değiştirdi “Fedora”… (Fedora konusundaki ayrıntılar Koray Hoca’nın günlüğünde…)
Yıl 2004. Bilgi Üniversitesi Özgür yazılım ve açık kaynak günlerine gitme fırsatım oldu. Ian Murdock, Debian Linux’un yaratıcısı… Karizmatik bir amca… En değerli konuklardan biri, diğeri de Richard Stallman Gnu’nun yaratıcısı… Sürekli özgürlük, özgür yazılımın şartları falan diyorlar. Bu arada Gökhan Hoca’nın dediği çıkmış, RedHat iyice şirket havasında, Bilgi İşlem’de Tao’cular geziyor.. :D … Dağıtım Değiştirme Zamanı; Acaba Tao’mu yoksa karizmatik Ian Amca’nın Debian’ı mı. Bir kez daha Ian Amcayı, “Koray Hoca’nın indirdiği” DivX’ten seyredince Debian’da karar kıldım. Diskin boş bölümüne Debian Woody. (O zaman testing mantığını bilmediğim için stable sürüm woody. Amanın Kernel 2.2, Gnome 1.4 (yanlış hatırlamıyorsam). Bu neredeyse 5 yıl önceki bilgisayarı kullanmak gibi bir şey. ) Ama zaten zar zor kurmuşum, sadece kurmak için kaç tane döküman okumuşum yine de anlamamışım. Ama Gülçin’in İstanbulda olduğu tarihe denk gelince, akşam 9′lara kadar okulda Debian ile debelenebilmişim. Fakat sonuç, hüsran… Ama, güzel olan taraf şu, Debian’da ipleri daha çok elimde hissedebiliyorum. Dedim ya mazoşist bir şekilde zevk alıyorum debelenmekten. Hatta bir çok şeyi de baştan öğrenmekten. Örneğin RedHat’ta öğrendiğim “service …. start/stop” burada yok… Bu debelenmelerim, ilk başta Debian’a biraz sıcak bakan Koray Hoca’yı korkuttu. Onun aldığı karar “Debiandan uzak dur”… Bense Debiandaki stable, testing, unstable mantığını anlayınca Debian Sarge’a (Testing) terfi ettim. Ama ne güzel ya, yeni sürüm için baştan kurulum yok. apt-get diye bi şey var, # apt-get dist-upgrade ile bir üst sürüme geçebiliyorsun. Ben sevdim bu Debian’ı, devam etmeli artık.
Son; Debian yorumları başlı başına zaman alır. Nitekim sürekli de öyle oldu böyle oldu diye yazıyorum. Bir de filmlerin sonunda olur ya, kahramanlar ne yaptı. Şimdi sıra onda;
Gökhan Hoca: Hala KoçNet’te. Kendini aşmış. Güvenlik konusunda özellikle…
Sertaç: Hakettiği üzere, sistem gurubunda çalışmaya başladı. İnşallah yakında kadrosu da gelir de hakettiği yerde kalıcı olur.
Volkan Hoca: Hala root of SDÜ. Yazmayı unuttum sanki hiç katkısı olmamış gibi ama bana çok destek verdi. Hala da devam ediyor…
İsmail Hoca: Sevgilim. Yine de hakkı yenilemez belki de bana en çok yardım eden kişidir. Hala Bİlgi İşlemde, 2. root olarak iyi işler çıkarmaya devam ediyor…
Koray Hoca: Tao’cu olduktan sonra Tibet’e yerleşmeye karar verdi ve gitti.. :D (Eheheheh çok güldüm buna…)
Emre: Hala Debian’ı ile debeleniyor…
The Son…

Çarşamba, Haziran 01, 2005

ReiserFS ile dolu dolu

Kaç gündür yazamadım. Nedeni de bilgisayarımın çökmesi oldu. (Aaaaa Linux çöker mi?) Evet çöker, neden çökmesin. Önemli olan çöktükten sonra toparlanabilmesi. :)
Olayı baştan alayım. Perşembe günü aşı falan derken öğleden sonra odaya pek gelmedim. Aşırı yağmur ve şimşek var. Bir anlığına elektrik gitmiş ve gelmiş. BU arada benim /dev/hda1 ve boot uçmuş. (Bu arada Erten’in de harddisk’i de gitmiş) Bilgisayarı açmaya çalıştım ama başarısız oldum. :( Knoppix yardımıma yetişti. Knoppixle açıp hda1′i mount etmeye çalıştım ama hda1 reiserfs olduğu için mount etmedi ve hata verdi. Aman Allahım, ilk kez kullandığım reiserfs dosya sistemi tuhaf bir hata veriyor mount için. Ama /hda4′teki eski debian’ım sorunsuz. Orayı mount edip, grub için geçici olarak oradakini tanımladım ve eski debianımı kullanmaya başladım. Fakat hala mount edemiyorum. :( Dostumuz google aramaya devam ediyor sorunu çözmek için. Sonunda anladım ki reiserfs dosya sistemi bozulmuş. Ama düzelebilirmiş. Peki pek güzel. Bu sefer reiserfsck imdada yetişiyor. Biraz uğraşarak dosyaları ve dosya sistemimi kurtarıyorum. Kaybettiğim dosyalar /lost+found’da çıkıyor. :) Heyooo.. Bir de en sağlıklısı sistemi baştan kurmak, çünkü düzenlemekle uğraşmakla aynı vakit. Dün yeniden Debian Sarge …
Bu yüzden kaç gündür tek derdim buydu. Ama mutlu sonla bitti.